İlk Türk Devletlerinde Devlet Yönetimi

Eski lise 1 müfredatında yer alan yeni müfredatta ise daha çok konu içlerine serpiştirilen İlk Türk Devletlerinde Devlet Yönetimi konusu aynı zamanda lise 3 tarih dersi Türklerde Devlet Teşkilatı ünitesi içinde yer almaktadır.

İçindekiler

A) DEVLET:

İslamiyet’ten önce Türkler devlete İL ya da EL demişlerdir.
Hükümdarların Ünvanları: Türkler Hükümdarlarına Şanyü, Tanhu, Kağan, Han, Yabgu, İlteber, İdi-kut, Erkin benzeri ünvanlar vermişledir.

Türk Hükümdarlarının Tahta Çıkışı Tarih Boyunca Kaç Değişik Şekilde Meydana Gelmiştir ?

1- Hanedan üyeleri aralarında politik ve askeri mücadeleyi galip iştirak eden hükümdar olarak tahta çıkıyordu. (En sık rastlanan vaziyet )

2- Hükümdarın rakipsiz aday olması (Bu vaziyette taht dövüşü olmadan başa geçiyordu.)
3- Tercih Usulü (Kengeş, toy ya da kurultay olarak bilinen devletin ileri gelenlerinden oluşan meclisin toplanarak hanedan üyelerinden bir tanesini tahta geçirmesi.)
4- Ekber ve Erşed (En ihtiyar ve Yetişkin ) olanın başa geçmesi. (Bu metot III. Ahmet zamanından itibaren yalnızca Osmanlı Devletinde uygulanmıştır.)

Hakanın Görevleri:

Hükümdarlık güç ve yetkilerini Tanrıdan ( Tengri ) alan hakanların en önemli görevi, milletini refah ve sulh içinde bağımsız olarak yaşatmaktı. Bununla birlikte ülke genelinde asker toplamak, silahlı gücü idare etmek, devletin üst meclisini yönetmek, hakanın vazifeleri arasındaydı.

Hükümdarlık Alametleri:

Türk devletlerinde kağan, idare etme yetkisi ve devlet başkanı sıfatını vurgulayan bir takım simgelere sahipti. Bunlar otağ (kağan çadırı), taht, tuğ (bayrak), davul ve sorguç (serpuş)’tur. Kağan’ın belli vakitlerde devlet ileri gelenlerine ve halka, törenlerde resmî ziyafet vermesi hükümdarlık gereğiydi.

Hatun (Katun):

Hakanın eşine katun denirdi. Türk devlet idaresinde katun da söz sahibiydi. Savaşlarda hakanın yakınında bulunan katun, devlet adamı gibi eğitilir ve yetiştirilirdi. Böylelikle devlet yönetimi ve komşu devletler ile ilgili bilgi sahibi olabilir , gerek duyulduğunda devlet başkanlığı yapar, elçi ağırlar ve devlet meclisine katılabilirdi

Veliaht:

Hakanın ölümünden ardından onun yerine ge.ecek veliahtın illa en büyük erkek çocuk olması gerekmezdi. Tahta geçecek bireyin yararlı ve oldukça başarılı olabilecek yeteneğe sahip bir hanedan üyesi olması, ön planda tutulmuştur. Bununla birlikte veliaht küçük yaşta ise, amcasının tahta geçmesi olası olabiliyordu.

DİKKAT : Yaradan aracılığıyla hakana verildiği tahmin edilen yönetme hakkının kan aracılığıyla hakanın tüm evlatlarına da geçtiği düşüncesi, her prensin ( tegin ) tahtta hak talep etmesine yol açabiliyordu. Bu suretle kardeşler aralarında doğan taht rekabeti, kudretli olanın diğerlerini bertaraf ederek kağan olmasına kadar sürerdi. Fakat bu mücadeleler devletin zayıflaması, üstelik parçalanmasına dahi yol açabilmektedir.
Kimler Türk devletlerinde Hükümdar Olabilirdi?
Hanedandan üyesi (kut sahibi) tüm erkeklerin hükümdar olma hakları vardı. (Kardeşler, kardeş çocukları, amca, amca çocukları ve öbür hanedan üyeleri.)

Kut Anlayışı Ne Demektir?

Türkler devleti yönetme yetkisinin YARADAN (GÖKTENGRİ) aracılığıyla verildiğine inanıyorlardı. Yaradan aracılığıyla verilen bu yönetme hakkına KUT diyorlardı. KUT’un kan yoluyla hükümdarın tüm oğullarına geçtiğine inanıyorlardı.

Kut Anlayışı Türk Devletlerini Nasıl Etkilemiştir?

Bütün hanedan üyelerinde KUT olduğundan kendine siyasi ve askeri yönden güvenen kişi TAHT KAVGASINA girebiliyordu. Bu vaziyet Türk devletlerini ya iç savaş neticesi istikrarsızlığa, veya ayrılmaya götürüyordu.

NOT: Türk töresinde ana-babaya itaat esas olmasına rağmen , hükümdar bunun dışarısında tutulmuştur. Devletin devamı için baba – erkek çocuk ya da kardeşlerin birbirleriyle mücadelesi normal karşılanmıştır. Zira bu sayede en kuvvetli ve en kabiliyetli kişi devletin başına geçecektir.

İkili Yönetim (Çifte Krallık) Nedir?

Türk devletlerinde hükümdar yönetimi kolaylaştırmak için ülkeyi SOL(Doğu) ve SAĞ(Batı) olmak üzere ikiye ayırırdı. Ortada (Merkezde) ise asıl hükümdar bulunurdu. Sağ ve Solda ise Hanedan azalarından YABGU’lar bulunurdu.

Eski Türklerde politik teşkilatlanmanın en üst kademesini “İL” ortaya getiriyordu.

Türk İlinin Özellikleri

1-İSTİKLAL

Bu konuda Asya Hun Devlet meclisindeki şu konuşma (Çin yıllıklarından alıntıdır) Türklerin özgürlük hakkındaki tüm fikrini özetler:
“İstiklale karşın hayranlık duymak ve esir olmayı yüz kızartıcı saymak bizim geleneğimizdir. Atalarımızdan toprakla birlikte devr aldığımız devletimizi; Çin ile anlaşmak pahasına feda edemeyiz. Mücadele edecek savaşçılarımız varken devletimizi korumalıyız “.(Çiçi’nin konuşması M.Ö.58)

2-ÜLKE

Yine bu madde şu güzel örnekle açıklanabilir:
Asya Hun Tanhu’su Motun, komşu Tung-Hu’ların vergi olarak at ve hatun istemelerine pek itiraz etmemişti. Fakat devlet arazisi isteğiyle karşılaştığı zaman, devlet meclisinde, toprağın devletin temeli olduğunu, kendisininsinin kimseye arazisini terk et demeye yetkisinin  olmadığını söylemişti. (MÖ.209)

3 – HALK

Halk deyiminin eski Türkçe karşılığı “KÜN” idi.
Özel mülkiyet kişi haklarının ve hürriyetin teminatıdır. İnsan özel mülke sahip olup onu arzu ettiği gibi kullanabilir.

4-TÖRE

Türk devletinde halkın hak ve hürriyetini istemesi tabii idi. Halkın bu talebi, törenin uygulanmasıyla karşılanıyordu. Töre, eskiden Türk yaşamını düzenleyen hukuksal kuralların bütünüydü.

B) MECLİS VE HÜKÜMET:

Türk Meclislerine TOY, KENGEŞ ya da KENGEŞ denilirdi.
Kengeş’te devletin ana meseleleri görüşülür, hükümdarın ölümü, savaş ya da ulusal felaketlerde kengeş toplanırdı.
AYGUCI : Devlet başkanı (başbakanımız)
BUYRUK : Bakan
TAMGACI: Dış politika işlerini yürüten görevliler
Eski Türk devletlerinde öbür devlet görevlileri şunlardı:
TİGİN: Hükümdar çocukları (Tekin)
ŞAD : Diğer hanedan mensupları
Bunların dışarısında İnal, inanç, tarkan, bağa , tudun, çor, külüğ, apa, ataman benzeri devlet görevlileri de vardı.


] }

About Hasan BURAN

Tavsiye Konular

Divan-ı Tuğra Nedir? Görevleri Nelerdir?

Divan-ı Tuğra Nedir? Görevleri Nelerdir?

Divan-ı Tuğra nedir?Devletin iç ve dış yazışmalarından sorumlu divandır.Divan-ı Tuğranın diğer adı nedir?Divan-ı İnşa da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir