10. sınıf tarih dersi İslam Dünyası Liderliğine özet konu anlatımımız içeriğinde Yavuz Sultan Selim dönemi Osmanlı Devleti’nin Safevi ve Memlük Devleti ile olan ilişkileri hakkında maddeler halinde bilgi sahibi olabilirsiniz.
İçindekiler
İslam Dünyası Liderliğine Hakkında Bilgi
Yavuz Sultan Selim padişah olduğunda Anadolu’da Safevilerin Şiilik propagandaları sürüyordu.
Diğer yandan Osmanlıların her geçen gün büyümesi Memlûklu Devleti’ni rahatsız ediyordu.
Maraş çevresinde hüküm süren Dulkadiroğulları ise Osmanlı Devleti aleyhine Memlûklularla iş birliği hâlinde idi.
Yavuz Sultan Selim’in siyasi politikası, Türk İslam dünyasını tek çatı altında toplamak ve Safevilerin Anadolu’ya hâkim olmak için uygulamaya koyduğu Şii propagandasını önlemekti.
Türkler; XIV-XVI. yüzyıllarda Anadolu ve İran coğrafyasında Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Safeviler gibi devletler kurmuştur.
Bu devletler arasında Anadolu ve İran’da hâkimiyet kurmak için mücadeleler yaşanmıştır.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, 1469’da Karakoyunlu Devleti’ne son vermiştir.
Fatih Sultan Mehmet, 1473 Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlulara büyük bir darbe vurmuştur.
1514’te Safevi hükümdarı Şah İsmail ise iktidar kavgalarından faydalanarak Akkoyunlu Devleti’ne son vermiştir.
Anadolu ve İran coğrafyasına hâkimiyet mücadelesinde Osmanlı Devleti ile Safeviler karşı karşıya gelmiştir.
XVI. Yüzyılın başında Anadolu’daki bazı Türkmen aşiretleri Şah İsmail’in Anadolu’daki politikalarına destek verdi.
II. Bayezid, Anadolu’daki Türkmenlerin Şah İsmail’le olan irtibatını kesmeye çalıştı.
II.Bayezid’in sağlık durumunun bozulmasının yanında, vezirlerin yönetimde etkinliklerini artırmaları ve şehzadelerin birbirleriyle olan mücadeleleri siyasi ve sosyal yapının bozulmasına neden oldu.
Antalya bölgesinden yayılan mehdilik hatta peygamberlik iddiasında bulunan Şahkulu isyanı meydana geldi
Sivas yakınlarında yapılan savaşta Osmanlı kuvvetleri Şahkulu’yu ortadan kaldırmıştır.
I. Selim Dönemi ve Safevilerle İlişkiler
Şehzade Selim, bir taraftan babasıyla diğer taraftan kardeşleriyle taht için mücadele etmekten çekinmemiştir.
1512 ‘de I. Selim babası II. Bayezid’in yerine padişah olmuştur.
Tahtta hak iddia edebilecek kardeşleri Ahmet ve Korkut’u bertaraf edip, iktidarını sağlamlaştırdı.
Osmanlı Devleti için büyük bir tehdit olan Safevi tehlikesini ortadan kaldırmak için çalışmalara başladı.
Osmanlı-Safevi İlişkileri ve Çaldıran Savaşı (1514)
Osmanlı Devleti’nin doğu sınırında bulunan Safevi Devleti, kendine rakip olarak gördüğü Osmanlı Devleti’ni Şiilik propagandası yolu ile ele geçirmek istiyordu.
Bu amaçla Safevi Hükümdarı Şah İsmail, II. Bayezid Dönemi’nde Tokat, Amasya ve Çorum civarında Şahkulu İsyanı’nı çıkarttı (1511).
İlk başlarda başarılı olan ayaklanma, daha sonra Osmanlı Devleti tarafından etkisiz hâle getirildi.
1512’de tahta oturan Yavuz Sultan Selim Anadolu’daki Şii propagandalarının önüne geçmek için ilk olarak Safeviler üzerine yürümeye karar verdi.
Çaldıran Savaşı (1514)
Şah İsmail’in bölgedeki politikalarının verdiği zararı önleyerek bölgede otoriteyi güçlendirmek.
Edirne’den İran Seferi için 1514’te yola çıkıldı.
İki ordu Van Gölü’nün kuzeydoğusundaki Çaldıran Ovası’nda karşı karşıya geldi (1514).
Safevi ordusu bozguna uğradı.
Şah İsmail’e üstünlük sağlayarak Tebriz‘e giren Yavuz, burada adına hutbe okutmuştur.
Doğu Anadolu tamamen Osmanlı topraklarına katıldı.
Anadolu güvence altına alınmış; Irak, İran ve Kafkasya gibi bölgelerin fethinde kolaylık sağlanmıştır.
Savaş sonucunda Tebriz, Musul, Kerkük ve Erbil Osmanlı topraklarına katıldı.
Tebriz, Halep ve Bursa İpek Yolu’nun da hâkimiyeti Osmanlılara geçti.
Anadolu’daki Safevi tehlikesi kırıldı.
1515 Turnadağ Savaşı
Dulkadir Beyi Alaüddevle, Osmanlı Devletine karşı, Şah İsmail ile iş birliği içinde olması ve Memlüklerle işbirliği yapması,
Yavuz Sultan Selim, Çaldıran’dan dönerken Sinan Paşa komutasındaki bir orduyu Dulkadiroğulları Beyliği üzerine yolladı.
1515 Turnadağ Savaşı’nda Dulkadiroğulları yenilgiye uğratılarak Osmanlı hâkimiyeti altına alındı.
Maraş ve dolayları ele geçirildi.
Anadolu Türk birliği Ramazanoğulları dışında sağlandı
Bu durum Osmanlı-Memlûklu ilişkilerinin iyice gerilmesine neden oldu.
Osmanlı-Memlüklu İlişkileri (Mısır Seferi)
Osmanlı Devleti’nin Memlûklular üzerine sefer düzenlemesinde;
Fatih Dönemi’nde tamir ettirilmek istenen Hicaz su yollarına Memlûkluların izin vermemesi,
Baharat Yolu’nun denetimini ele geçirerek ekonomik yönden güçlenmek,
Türk İslam dünyasının tek lideri olmak,
Halifelik makamının ve kutsal yerlerin denetimini Memlûklulardan almak gibi sebepler etkili olmuştur.
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde Memlûklularla bozulan ilişkiler, II. Bayezid Dönemi’nde çatışmaya dönüşmüştür.
Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Osmanlıların doğuya doğru genişlemesi Mısır’ın anahtarı durumunda olan ve Memlûklular için önem taşıyan Suriye’yi tehdit etmeye başlamıştır.
Suriye; İlişkilerin gerilmesinin bir diğer nedeni de Osmanlılarla Memlûklular arasında tampon bir devlet olan Dulkadiroğullarının izlediği politikadır.
Mercidabık Savaşı (1516)
Memlüklerin düşmanlıklarını sona erdirmek,
Mısır bölgesini almak
Ekonomik bakımdan ülkesini geliştirmek gayesi ile önemli ticaret yollarını almak.
Yavuz Sultan Selim ile Memlûklu Sultanı Kansu Gavri Halep ile Kilis arasındaki Mercidabık Ovası’nda karşılaştı (1516).
Osmanlı Devleti Mercidabık savaşını kazandı.
Memlûklu Hükümdarı Kansu Gavri savaş alanında öldü.
Mercidabık Savaşı sonunda Halep ve Şam ele geçirilerek Suriye Osmanlı topraklarına katıldı.
Suriye, Lübnan ve Filistin’de hâkimiyet sağlamıştır.
Abbasi Halifesi Mütevekkil, Osmanlılara esir düşmüştür.
Ridaniye Savaşı (22 Ocak 1517)
Mercidabık savaşının kazanılması
Mısır’ın kargaşa içinde olması
Halk ve bazı devlet adamlarının Yavuz’u çağırmaları
Mısır’ın önemi ve daha önceki sebeplerinin devamı
Türk – İslâm birliğini gerçekleştirme düşüncesi
Portekizli korsanların Müslümanlara zarar vermesi
Tomanbay’ın davranışları
Kışı Şam’da geçiren Yavuz, Mısır seferi için hazırlıklara başladı.
1517 baharında Sina Çölü’nü geçerek Kahire yakınlarında Mısır ordusu ile yaptığı Ridaniye Savaşı’nı kazandı.
Mısır Seferi’nin Sonuçları
Memlûklu Devleti yıkıldı;
Suriye, Filistin, Lübnan, Mısır ve Hicaz bölgeleri Osmanlı Devleti’ne katıldı.
Mısır ve Kızıldeniz kıyılarına sahip olan Osmanlılar, Hint ve Akdeniz arasındaki ticaret yoluna da hâkim oldu.
Doğu Akdeniz’den geçen Baharat Yolu Osmanlı Devleti’nin denetimine girdi.
Halifelik Osmanlılara geçti ve Kutsal emanetler İstanbul’a getirildi.
Osmanlı Devleti İslam Dünyası Liderliğine ulaştı ve tek söz sahibi devlet oldu.
Venedikliler, Kıbrıs Adası için Memlûklara ödedikleri vergiyi bundan sonra Osmanlı Devleti’ne ödemeye başladı.
Mısır Seferi sonucunda İstanbul’a dönen Yavuz Sultan Selim bir süre sonra rahatsızlandı. 22 Eylül 1520’de, şirpençe denen bir çıban yüzünden henüz elli yaşında iken vefat etti.
Tarihçiler, Yavuz Sultan Selim’i, sekiz yıla seksen yıllık iş sığdırmış büyük bir padişah olarak değerlendirirler.
İslam Dünyası Liderliğine başlıklı yazımıza yorumlarını bekliyoruz.