İslamiyet öncesi Türklerde anıt mezara Kurgan denirdi.
Önce mezar odası inşa edilir, üzeri ahşap ile kapatılır, sonra da üzerine toprak veya taş yığılarak yapay bir tepe oluşturulurdu. Mezar odasının üzerine yığılan toprağın yüksekliği 1 metre ile 70 metre arasında değişirdi.
Mezar odasına kişinin eşyaları, serveti, savaş araç gereçleri konulurdu. Bazı kurganlarda er kişinin atı, bazı kurganlarda eşinin iskeleti de bulunmuştur.
Kurganlarda ölen kişinin eşyaları ile birlikte gömülmesi ölümden sonra yaşama inancın kanıtıdır.
Kurganlarda ölen kişinin başı doğuya çevrilirdi. Sebebi ise eski Türk inanışında doğunun kutsal sayılması idi.
Kurganların üzerine kişinin sağ iken öldürdüğü düşman askeri sayısı kadar balbal dikilir. Koyun, at, kablumbağa heykelleri yapılırdı. Bu heykellerin mezarı (kurganı) kötü ruhlardan koruyacağına inanılırdı.
Pazırık Kurganı, Esik Kurganı, Şipovo Kurganı, Noin-Ula Kurganı en meşhur kurgan örnekleridir.