Doğu Blokundan Sonra Avrupa’da Yeni Arayışlar Özet
Doğu Bloğu İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra SSCB önderliğinde şekillenen ve ABD önderliğinde oluşan Batı Bloğu’na karşı meydana getirilen bir yapılanma olmuştur.
Doğu Bloğu gerek ekonomik gerekse siyasi uygulamaları itibariyle dışa kapalı, özgürlüklerin kısıtlandığı, tek partili sistemlerin hakim olduğu ülkelerin birlikteliği haline gelmiştir.
Bu yapılanmaya karşı ilk tepkiler 1950’li yıllarda başlamıştır. SSCB hegemonyasına karşı ilk baş kaldıran devletler Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan ve Polonya olmuştur.
1980’li yıllarda Doğu Bloğu’nda yer alan devletlerde yönetimlere karşı halk hareketleri artmaya başlamıştır.
Doğu Bloğu’nda yaşayan halklar öncelikli olarak kendi ülkelerindeki komünist partilerin kontrollerinden kurtulmayı amaçlamışlardır. Doğu Bloğu’nda yer alan Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunda bu değişim demokratik eylem ve seçimler sonrasında gerçekleşmiştir.
Bu genel durumun dışında kalan tek ülke Romanya olmuştur. Devlet başkanı Ceaussescu (Çavusesku) halk ayaklanması sonucu devrilmiştir.
Bazı Doğu Bloğu ülkelerinde de komünist partiler kendilerini feshederek çok partili sisteme geçmişlerdir.
Çok partili sisteme ve serbest pazar ekonomisine geçiş Doğu Bloğu’na ait uluslararası örgütlerin de dağılmasına neden olmuştur. Bunların en önemlileri de ekonomik işbirliğini öngören COMECOM ile askeri işbirliği öngören VARŞOVA PAKTI’dır.
Doğu Bloğu’nun yıkılması Soğuk Savaş Dönemi’nin de kapanmasına neden olmuştur. Bu durum aynı zamanda dünya güçler dengesini değiştirmiş ABD’yi dünyada daha etkili duruma getirmiştir.
Ayrıca NATO’nun da uluslararası alandaki faaliyet alanlarını yeniden gözden geçirmesine ve yapılanmasına neden olmuştur.
SSCB’nin dağılmasıyla bağımsız olan birçok devlet de bu süreçten etkilenmiştir. Bu devletlerden bazıları BDT’yi oluştururken bazıları da NATO’ya ve AB’ye üye olmuşlardır.