Etabli Sorunu veya nüfus mübadelesi sorunu Yunanistan’ın İstanbul’da daha fazla Rum bırakma çabası dolayısıyla Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra ortaya çıkan sorunlardandır. Türkiye ile Yunanistan’ı savaş durumuna kadar getirmiş 1930 yılında çözülmüştür.
Yunanistan ile yaşanan nüfus mübadelesi (etabli) sorunu İnkılap Tarihi konusu olup TYT, AYT ve özellikle KPSS değeri taşımaktadır.
Osmanlı’nın Balkanlarda toprak kaybetmeye başladığı dönemden itibaren pek çok Türk Osmanlı sınırlarının dışında kalmıştır. Bu sayı özellikle Balkan Savaşları sonrası daha da artmıştır. Sınırların dışında kalan Türklerin bir kısmı anavatana göç ederken, bir kısmı bulundukları yerde kalmaya devam etmiştir.
İçindekiler
Lozan’da Nüfus Mübadelesi
Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi Antlaşması 30 Ocak 1923’te Lozan’da imzalanmıştır. Bu antlaşma Lozan Antlaşması’nın 142. maddesi olarak antlaşmaya dahil edilmiştir.
Lozan Barış Antlaşması’nın tüm maddelerini görmek istersen buyur. Lozan Barış Antlaşmasının Maddeleri
Antlaşmaya göre İstanbul’da oturan Rumlar ve Batı Trakya’da oturan müslümanlar mübedele dışında tutulmuştur.
DİKKAT: Lozan Barış Antlaşması’nın 14. maddesi ile İmroz ve Bozcaada’da yaşayan Rumlarda mübadele dışında tutulmuştur.
Etabli Sorunu Nasıl Ortaya Çıktı?
Etabli Fransızca bir kelime olup (etablis) yerleşik anlamına gelmektedir. Mübadele antlaşması metninde geçmektedir.
Lozan’da çözülen mübadele sorunu “etabli” kelimesinin iki taraf tarafından farklı yorumlanmasından kaynaklanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti 30 Ekim 1918’den önce İstanbul’da belirtilen sınırlarda yerleşik olan Rumların kalacağını belirtirken Yunan tarafı ise aynı tarihten önce İstanbul’da bulunan tüm Rumların kalmasını istemiştir.
Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti mümkün mertebe en fazla Rumu göndermeye çalışırken, Yunanistan’da maksimum sayıda Rumu İstanbul’da bırakmaya çalışmıştır.
Bu durumda sorulması gerek soru ise “neden” sorusudur. Bu sorunun cevabı da aslında etabli sorununun temel sebebidir.
Türk tarafı yeni kurduğu devleti tek ulus yapısında oluşturmak istediğinde ülkede başka ulusları istemiyordu. Aynı zamanda Yunanistan’dan gelecek olan Türklere yer açmak gerekiyordu. Yunan tarafı da İstanbul ile olan bağlarını koparmamak adına İstanbul’da mümkün olan en yüksek sayıda Rumu tutmak istiyordu.
Mübadele Sorunu Büyüyor
Konu 1924 yılında Yunanistan tarafından Milletler Cemiyeti’ne taşındı. La Hey Adalet Divanı, Mondros Ateşkes Antlaşması öncesi İstanbul’da yerleşik durumda bulunan Rumların tamamının İstanbul’da kalması yönüne bir tavsiye kararı aldı.
Yunanlıların memnun eden bu karar, Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul görmedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Patrik Konstantin Arapoğlu’nu İstanbul’da 1921 yılında geldiği için sınır dışı etmesi, Yunanistan’ın mübadil Rumları Batı Trakya’da bulunan Türklerin topraklarına yerleştirmesi ilişkileri daha da gerginleştirdi.
Sorunun Çözümü
1930 yıllara yaklaşıldığında Almanya ve İtalya’nın saldırgan ve yayılmacı tutumu iki ülkenin sorunu hızlı bir şekilde çözüm üretmesini gerekli kılmıştır. 10 Haziran 1930’da, Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre; 30 Ekim 1918’den önce Batı Trakya’da yaşayan Türkler ile İstanbul’da yaşayan Rumların geldikleri ve doğdukları yere bakılmaksızın “etabli” yani yerleşik kabul edildi ve mübadele dışında tutuldu.
Sonrasında kurulan komisyonun mübadele işlemlerini tamamlaması ile 19 Ekim 1934’de sorun tamamen çözüldü.
NOT: Bu esnada düşmanca tavırları olmuş olan Rum dernekleri ve birlikleri de İstanbul’dan çıkarılmıştır.
Etabli sorunu ile ilgili daha ayrıntılı bir yazı mı gerekli? Şuraya bak o zaman. TÜRK RUM MÜBADELESİNDE “ETABLİ“ SORUNU, İSTANBUL’UN SINIRLARI KONUSUNDAKİ ANLAŞMAZLIK VE TÜRKİYE’NİN İZLEDİĞİ POLİTİKA
1930-1954 Arası Türk Yunan İlişkileri
Mübadele sorunun çözümlenmesi üzerine iki ülke arasında üst düzey ziyaretler başladı. 1934 yılında Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi.
Yunanistan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletler Cemiyeti’ne katılmasına, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne destek verdi. İki devlet Balkan Antantı’nda aynı çatı altında bulundu.
Bu dostane ilişkiler 1954 yılında başlayan Kıbrıs Sorunu’na kadar devam etti.
Mübadele (etabli) sorunu Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanmıştır. Bu mesele Lozan Barış Antlaşması'da çözülmüş olsa da Lozan sonrası tekrar ortaya çıkmıştır.
Görünür sebep Lozan Barış Antlaşması'nın orjinal metninde geçen Fransızca etablis kavramının 2 devlet tarafından farklı yorumlanmasıdır. Asıl sebep ise İstanbul ile bağlarını koparmamak isteyen Yunanistan'ın İstanbul da olabildiğince fazla Rum bırakma çabasıdır. Buna karşılık Türkiye'de bu durumu istememektedir.
1924 yılında Patrik olarak Konstantinos Araboğlu seçildi. Lakin bu şahıs Bursa doğumluydu ve mübadele kapsamında olması gerekiyordu. Türkiye tarafından sınır dışı edildi.
Etabli (mübadele) sorunu Yunanistan tarafından Milletler Cemiyeti'ne götürülmüştür. La Hey Adalet Divanı konuyu görüşerek Yunanistan lehine tavsiye kararı almıştır. Tük tarafı tarafında kabul görmeyince sorun devam etmiştir.
1920 li yılların sonlarında Almanya ve İtalya yayılmacı ve saldırgan politikalar izlemeye başlamıştır. Bir taraftan da Balkanlarda Bulgaristan revizyonist politika izlemeye başlamıştır. Bu tehditler 2 devletin sorunu hızlıca çözmesini gerekli hale getirmiştir.
Türkiye ile Yunanistan arasında 1930 yılında imzalanan Ankara Antlaşması ile sorun çözülmüştür. Buna göre Monrdros'tan önce İstanbul ve Batı Trakya'da yaşayanlar etabli kabul edildi. 1934 yılında ise mübadele tamamlanmıştır.