San Remo Konferansı, Osmanlı’nın imzaladağı son antlaşma olan Sevr’in taslağının belirlendiği konferanstır. Bu yazımızda San Remo Konferansı nedir? Maddeleri ve Önemi nelerdir? sorularını cevaplamaya çalışacağız.
San Remo Konferansı TYT, AYT ve KPSS gibi sınavlarda soru çıkarabilecek 8. ve 12. sınıf İnkılap Tarihi konusudur.
30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesi ile 1. Dünya Savaşı’ndan mağlup devlet olarak ayrılmıştı. İtilaf Devletleri Paris Barış Konferansı’nda yenilen devletler ile yapacak oldukları barış antlaşmalarının şartları üzerine anlaşmışlar lakin Osmanlı’nın paylaşımı hakkında %100 fikir birliğine varamamışlardır.
Bu sebeple 1. dünya savaşı sonunda imzalanan antlaşmalar arasında en sona kalan Sevr Antlaşması’dır.
Osmanlı ile yapılacak barışın esasları üzerine ilk toplantı 12 Şubat – 10 Mart 1920 tarihleri arasında gerçekleşen Londra Konferansı’dır. Bu konferansta alınan kararlara göre görüşmelere daha sonra San Remo kentinde toplanan konferansta belirlenecekti.
İçindekiler
San Remo Konferansı Nedir?
İtilaf devletlerinin özellikle Osmanlı Devleti ile yapılacak olan barış antlaşmasının esasları belirlemek için düzenledikleri konferanstır. (18-26 Nisan 1920)
San Remo Konferansı’nda görüşülen konular; Sevr Antlaşması’nın esasları, Ortadoğu petrollerinin nasıl paylaşılacağıdır.
Konunun sonunda bulunan soruları cevaplamanız konuyu anlamanız açısından faydalı olabilir.
Sevr Antlaşması’nın Taslağı Hangi Konferanslarda Hazırlandı?
Sırasıya önce Paris Barış Konferansı, sonra Londra Konferansı (1. İnönü Muharebesi sonrası yapılan Londra Konferansı ile karıştırılmamalıdır.) ile Osmanlı ile yapılacak olan barış şartları hazırlandı. Sevr Antlaşması’nın nihayi hali San Remo’da ortaya çıktı.
San Remo Konferansı’na Katılan Devletler
İngiltere Başbakanı Lloyd George, Fransa başbakanı Alexandre Millerand, İtalya başbakanı Francesco Nitti ile Japonya, Yunanistan ve Belçika temsilcilerinin katıldı. ABD tarafsız gözlemci olarak katıldı.
EK BİLGİ: San Remo İtalya’dadır. Sultan Vahdeddin‘in İstanbul’dan ayrıldıktan sonra ikamet ve vefat ettiği şehirdir.
San Remo Konferansı ve Osmanlı
San Remo Konferansı aslında uluslararası hukuka aykırıdır. Çünkü taraflardan birisi olan Osmanlı Devleti’ne alınan kararlarda görüş bildirme hakkı verilmemişti.
Dönemin Roma Osmanlı Büyükelçisi Galip Kemali (Söylemezoğlu) konferans başlamadan İtalyan başbakanına yazdığı bir mektupta San Remo’da bir Türk temsilcisinin de bulunması gerektiğini hatırlattı. Türk tarafının insanca ve adil bir barış beklediği; İzmir, Trabzon, Adana, Bitlis, Erzurum ve Trakya nüfusunun çoğunluğunun Türklere ait olduğu gerçeğine dikkat edilmesini ilgililere iletti. Bu muhtıra İtilaf devletleri tarafından dikkate alınmadı.
Dikkat: Osmanlı Heyeti’ne konferans kararları konferanstan sonra bildirilmiştir.
San Remo Konferansı Maddeleri
- Lübnan ve Suriye Fransız mandasına bırakılacak.
- Irak İngiliz mandasına bırakılacak. (Özellikle Musul)
- Musul petrollerinin %25’i Fransa’ya verilecek.
- Filistin Suriye’den ayrılarak İngiliz mandasına girecek.
- Güney Anadolu’da İtalyan, Güneydoğu Anadolu’da Fransız nüfus bölgeleri oluşturulacak.
- İngiltere himayesinde Kürdistan kurulacak.
- Doğu Anadolu Ermenilere verilecek.
- İzmir ve çevresi, Batı Trakya ve Doğu Trakya’nın önemli bir kısmı Yunanistan’a verilecek.
- Boğazlar uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek.
- Osmanlı borçları için bir komisyon kurulacak.
Konferansta aldıkları kararlar ile Osmanlı Devleti’ni parçalayan İtilaf devletleri şartları duyurmak üzere Türk heyetini davet ettiler.
Tevfik Paşa başkanlığıda ki Türk heyeti 11 Mayıs 1920’de Paris’e ulaşarak; barış şartlarını içeren projeyi aldı. Bu belgeyi Osmanlı temsilcilerine vermekle görevlendirilen Fransız Millerand Osmanlı Devleti’nin bir ay içerisinde yazılı olarak görüş bildirmesini istedi.
EK BİLGİ: Ahmet Tevfik Paşa 3 defa sadrazam olmuştur. İlk sadareti 31 Mart Vakasına, 2. sadareti Mütareke dönemine denk gelir. 3. sadereti ile Osmanlı’nın son sadrazamı olarak tarihe geçer. Dolayısıyla padişah mührü onda ve ailesinde kalmıştır. Aynı zamanda Sultan Vahdeddin’in dünürüdür. Ama onu asıl meşhur eden Londra Konferansı esnasında “Ben sözü milletin gerçek temsilcisi olan Bekir Sami Bey’e bırakıyorum” deyişidir. Neyse konu dışına daha fazla çıkmayalım. Ahmet Tevfik Paşa’yı merak edenler üstadın yazısı için buyrun .https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/cumhuriyet-e-gecis-4-kasim-1922-1621501
San Remo’da taslağı inceleyen Tevfik Paşa görüşlerini bir mektupla Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya iletti. Tevfik Paşa’ya göre eğer bu taslak kabul edilirse Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığı tamamen yok olacaktı.
Alınan Kararların Yorumu ve Konferansın Önemi
- Sevr Antlaşması’nın nihayi hali ortaya çıkmıştır.
- Alınan kararlar Wilson ilkelerine aykırıdır. Self Determination ilkesi görmezden gelinmiştir.
- Alınan kararlar uluslararası hukuka aykırıdır. Zira Osmanlı konferansa alınmamıştır.
- Ortadoğu petrolleri İngiltere ve Fransa arasında paylaşılmıştır.
- İsrail Devleti’nin kurulması yolunda kilometre taşıdır. (İngiliz mandası olan Filistin bölgesine yoğun miktarda Yahudi göçü başlamıştır.)
Geldik konunun sonuna konu bütünlüğü açısından şu konu ile devam etmeniz faydalı olacaktır. Sevr Antlaşması Nedir? Maddeleri ve Önemi
San Remo Konferansında belirlenmiştir.
Osmanlı ile yapılacak barış antlaşmasının esaslarını belirlemek ve Ortadoğu petrollerini paylaşmaktır.
San Remo Konferansı'na Osmanlı alınmadığından dolayı kimse temsil etmemiştir.
San Remo Konferansı'na iki sebepten ötürü TBMM katılmadı. Birincisi konferans 18-26 Nian 1920'de toplandı. Yani konferans toplantıya başladığında TBMM yoktu. İkincisi Osmanlı Devleti'ni nasıl paylaşalım üzerine toplanan bir konferansa TBMM'nin katılması mümkün değildir.
İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Belçika katıldı. ABD ise gözlemci olarak katıldı.
Filistin Suriye'den ayrılarak İngiltere mandasına verilmiştir. Bu durum Yahudilerin büyük sevincine ve mitingler düzenlemesine sebep olmuştur.
Irak ve Filistin, İngiltere; Fransa ve Lübnan Fransa mandası olacak. Doğru Anadolu'da Ermeni ve Kürt devletleri kurulacak. İzmir ve Trakya Yunanlılara verilecek. Boğazlar bir komisyon tarafından yönetilecek.
Konferansta hiçbir şekilde Osmanlı Devleti'ne söz hakkı verilmemesi hukuka aykırı bir durumdur.