Uluslararası Politikada Petrolün Yeri ve Önemi
Petrol ilk defa XIX. yüzyıl ortalarında ABD’de çıkarılmaya başlandı. Motorlu araçlarda kullanılmaya başlanması petrolün önemini daha da artırdı. XX .yüzyılda Orta Doğu’da da petrol bulundu. İngilizler, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı petrollerini çıkartıp işlemeye başladı. Ardından Kafkas petrolleri bulundu.
Almanya, Berlin-Bağdat demiryolu ile Osmanlı petrolüne ulaşma planlarını uygulamaya koydu. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın en önemli nedeni de petrol egemenliği idi. Petrol günümüzde yaklaşık 80.000 ürünün hammaddesi durumundadır. Bu da petrole dayanan sanayilerin petrol üzerine yeni yeni politikalar üretilmesinde nedenli etkin olduğunu göstermektedir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Orta Doğu’da etkinliğini yitirmeye başlayan Batılı devletler, bundan sonra petrol şirketleriyle etkili olma yöntemine başlamışlardı. Petrol şirketlerine ayrıcalık veren ülkelerdeki milliyetçi görüşlerin etkinliği, petrolden daha çok pay istenmesi, hatta şirketlerin millileştirilmesini gündeme getirdi. Batılılar da başka petrol üreten ülkelere yönelerek üretim artışı sağlayıp fiyat kontrolünü ellerinde tutmayı başarmışlardı. SSCB gibi ülkeler düşük fiyattan petrol satmaya başladı. Bunun üzerine piyasalardan olumsuz etkilenen petrol ülkeleri, 1960’ta Organization Petroleum Exporting Countries (OPEC): Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı’nı kurdu. Amaç petrol fiyatını yükseltmek ve teknik konularda işbirliği sağlamaktı.
OPEC’in kurucu üyeleri;
Suudi Arabistan İran Kuveyt Irak Venezüella. Sonradan Katar, Libya, Ekvador, Endonezya ve Birleşik Arap Emirlikleri de katılmıştı.
OPEC amacına ulaştı ve petrol şirketlerine üstünlük kurdu. Pahalıya maledip ucuza satmak zorunda kalan ABD’de OPEC’e destek verdi.
1967 (Altı Gün Savaşı) Arap-lsrail Savaşı sonrasında, petrolün siyasi bir silah olarak kullanılması amacıyla Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Teşkilatı (OAPEC) kuruldu.
Arap ülkeleri dayanışmasının yetersizliği ve Batılı ülkelerin OPEC dışındaki ülkelerden alım yapması gibi nedenlerle OPEC istediğini elde edemedi. 1973’te çıkan Arap-İsrail Savaşı sürecinde OPEC petrol fiyatlarını hızla yukarı çekti ve petrol krizi başladı. Avrupa ve Japonya bu krizden en çok etkilenenlerdi. İspanya, İsrail’e tavır aldı. İngiltere, Orta Doğu ülkelerine yöne lik silah ambargosunu İsrail ile sınırlandırdı. ABD ve Hollanda’ya Arabistan’ın uyguladığı petrol ambargosu sonuç vermedi. ABD, Basra Körfezi’ne müdahaleyi gündeme getirdi. 1974’te enerji ve özellikle petrol ile ilgili işbirliği ve ortak planlamayı gerçekleştirmek amacıyla Avrupa İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) çerçevesinde “Uluslararası Enerji Ajansı (İnternational Energy Agency)” kuruldu.
1973’ten itibaren OPEC ülkelerinin her altı ayda bir fiyat artırımı yapması, üretimin azaltılmasından kaygılanan Avrupa ülkeleri tarafından kabullenilmiştir. Sanayileşmiş ülkeler de fiyat artırımını kendi ürettikleri sanayi mallarına yansıttı. Petrolü pahalıya alan bu ülkeler mallarını daha pahalıya petrol ülkelerine sattıkları gibi, petrolden oluşan sermayeyi de kendi şirketleri ve bankalarına çekmeye başladı. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ise bu döngüden büyük zararlara uğramaya başladı.