Yunan Medeniyeti
Yunan Medeniyeti M. Ö. 1200 yıllarında bölgeye göç eden Dorlar tarafından kurulmuştur. Akaları egemenliklerine alan Dorlar, savaşlarda esir aldıkları insanları köle olarak kullanmışlardır.
Yunanistan’da kurulan şehir devletçiklerine polis adı verilmiştir. İçlerinde en önemlileri Atina, Korint, Tebai ve Isparta şehir devletleriydi.
Yunanistan’da her polis (şehir devleti) ayrı bir devletti. Dışa karşı bağımsız olmak, kanunlarını kendileri yapmak ve uygulamak, kendi kendilerine yeterli olmaya çalışmak, şehir devletlerinin temel amacıydı. Başlangıçta krallar tarafından yönetilen şehir devletlerinin yönetimi, zamanla güçlenen asillerin eline geçmiştir.
Yunanistan’da halkın sınıflara ayrılması mücadelelere neden olmuştur. Bu nedenle M. Ö. 7. yüzyıldan sonra Tiranların yerini üç kişiden oluşan ve her yıl yeniden seçilen arhonlar almıştır. Bu arhonların en önemlileri Drakon, Solon ve Klistenes’tir. Bu üç Arhon da sınıflar arasındaki mücadelelere son vermek için kanunlar yapmışlardır.
Drakon’un yaptığı kanunlar alt tabakaya çok ağır cezalar getirirken soyluları korumuştur.
Solon’un arhonluğu sırasında hazırlanan kanunlar Drakon kanunlarından biraz daha ılımlıdır. Köylülerin bütün borçları bağışlanmıştır. Solon borçlarını ödeyemedikleri için köle durumuna düşenleri kurtararak bu uygulamaya son vermiştir. Doğuştan gelen soyluluğu ortadan kaldırmış, buna karşılık halkı gelirlerine göre sınıflara ayırmıştır. Halk gelirine göre ”Dörtyüzler Meclisi” veya “Halk Meclisleri”’nde yönetime katılma olanağı elde etmiştir.
Klistenes, bütün sınıf farklılıklarını ortadan kaldırdı. Asillerin seçildiği Beşyüzler Meclisi’ni kurdu. Halk meclislerini devam ettirdi ve Tıran olmak isteyenleri 10 yıl yurt dışına sürgün etme yetkisini verdi.
UYARI!!!
Yunanistan’ın İlk Çağ’daki siyasi tarihi sürekli mücadelelere sahne olmuştur. Bazı şehir devletleri diğerlerini egemenlikleri altına almak için savaşmışlar, güçleri birbirine denk olduğundan üstünlük sağlayamamışlardır. Bu nedenle Yunanistan’da İlk Çağ’da milli bütünlük sağlanamamıştır.
Yunan şehir devletleri 5. Yüzyılda Makedonyalı Büyük İskender’in ortaya çıkışına kadar Isparta, Atina ve diğer tarafsız polisler aralarındaki savaşları devam ettirdiler. M. Ö. 337’den itibaren Büyük İskender’in egemenliğini kabul etmek zorunda kaldılar.
Yunan medeniyetinin İlk Çağ kültür ve medeniyetine en önemli katkısı ilk demokrasi uygulamalarıdır. Tarım, hayvancılık ve ticaretle uğraşan Yunanlılar bilimsel alanda ilerlemişlerdir. Tarih alanında Tukidides, edebiyatta Homeros, felsefede Aristo, Eflatun, Sokrat gibi kişilerin görüşleri günümüz kitaplarında da yer almıştır.
Yunanlılar çok tanrılı dinlere inanmışlardır. Tanrılarını insanlar gibi düşünmüşler ve Olimpus dağında yaşadıklarını kabul etmişlerdir. Yunanlılara göre tanrıları kızdırmamak gerekirdi. Aksi taktirde başlarına birçok belanın geleceğine inanırlardı. Tanrıları için Olimpiyat yarışmaları tertiplemişlerdir.
Ticaretin gelişmesi sonucunda Yunanlılar, Fenikelilerle yakınlık kurmuşlardır. Alfabeyi öğrenen Yunanlılar kendi söyleyişlerine uymayan harfleri değiştirerek yeni bir alfabe meydana getirdiler.
Homeros yeni alfabe ile iki önemli edebi eser olan İlyada ve Odesa destanlarını ortaya koydu. Bu destanlar Batı Anadolu’da ortaya çıkmıştır. Destanlar eğitimdeki katkıları ve milli birlik duygusunu pekiştirmeleri bakımından Yunanlılar üzerinde etkili olmuştur.