Tarih Portalı – Tarih Öğretmeni Tarih Portali
Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersi Yumuşama Dönemi ve Sonrası ünitesi YUMUŞAMA DÖNEMİ ÇATIŞMALARI konusu alt başlığı olan Keşmir Meselesi konu anlatımını aşağıdan okuyabilirsiniz.
İçindekiler
Keşmir Meselesi
Keşmir Pakistan, Afganistan, Hindistan ve Çin’in kesişme noktasında bulunur .
Keşmir Meselesi’nin Nedenleri
Hindistan ve Pakistan bağımsızlıklarını ilan ettikleri andan itibaren birbirleriyle problem yaşamışlardır. Çatışmaların en önbemli nedeni Keşmir’in; verimli topraklara ve yer altı zenginliklerine sahip olmasıdır. Vatandaşının büyük çoğunluğunun Müslüman olmasından dolayı Keşmir’in Pakistan’a verilmesi istenmiştir. Hindistan ise Keşmir Mihracesi’nin topraklarıyla birleşme hükmünden ötürü burada hak sahibi olduğunu öne sürmüştür .
Pakistan-Hindistan Savaşları
Hindistan ve Pakistan 1948’de ilk defa savaştı. BM araya girdi ve Keşmir’de plesibit (halk oylaması) yapılması kararıyla ateşkes sağlandı. Hindistan elinde tuttuğu Keşmir topraklarında PLESİBİT yapmamıştır. Keşmir meselesi 2 devletin dış politikasını da etkiledi.
Pakistan’ın 1955’te Bağdat Paktı‘na üye olmasıyla da SSCB, 2 hükümet arasındaki bütün anlaşmazlıklarda Hindistan’ın yanında bulundu. 1959’da Çin’in Tibet’i işgali Hindistan ile çatışmasına sebep oldu. Pakistan’da bu aşamada Çin ile yakınlaşarak Keşmir mevzusunda bu devletin desteğini aldı ve uluslararası sahnede denge sağlamaya çalıştı. Keşmir’de Hindularla Müslümanlar içinde başlayan çatışmalar 1965’te savaşa dönüştü. Çin Hindistan üzerindeki baskısını artırınca Uzak Doğu’da dengeleri muhafaza etmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan’ın tarafını tuttu. Bu aşamada Sovyetler, Çin ile mutabakat yolu arayarak Keşmir mevzusunda tarafsız kalmaya çalıştı.
1966’da Sovyetler Birliği vasıtası ile Pakistan ve Hindistan Taşkent Bildirisi imzaladı. 1965 savaşından önceki sınırlara çekilindi.
Günümüzde Keşmir bölgesi Hindistan ve Pakistan arasında toprakları paylaşılmıştır. Keşmir halkı özgürlük istemektedir. Keşmir problemi Hindistan-Pakistan içinde her daim nükleer kriz çıkış olasılığını gündeme getirmektedir.
