14. Etkinlik: BÜYÜK SELÇUKLULARDA HOŞGÖRÜ
Selçuklularda adalet, eşitlik ve hürriyet gibi temel haklardan din, dil ve ırk ayrımı yapılmaksızın herkes faydalanırdı. Selçuklular dinî inanç konusunda hoşgörülü davranır, farklı dinden olanları da korurlardı. Sultan Melikşah, sadece Müslümanlara değil Hristiyan ve Musevilere de çok iyi davranırdı. Nitekim Ani Ermeni Başpiskoposu Barseg bir heyetle şikayet ve durumlarını iletmek maksadıyla Isfahan’a gittiğinde Melikşah heyeti çok iyi karşılayarak “Bütün kilise, manastır ve rahiplerin vergi dışı tutulmaları” hakkında bir ferman verdi. Bu sırada Azerbeycan valisi olan Kutbeddîn İsmail b. Yakutî fermana uyarak derhal vergileri kaldırmış ve Ermenilerin oturdukları bölgeleri imar etmiştir. Onun bu davranışı kaynaklara da yansıdı.
Sonraları Ermeni müellif Urfalı Mateos, Sultan’ın ölümü üzerine şunları yazacaktı:
“1092 yılında herkesin babası ve bütün insanlara karşı merhametli ve hüsnüniyet (iyi niyet) sahibi bir zat olan büyük Sultan Melikşah öldü. Melikşah’ın ölümü, bütün dünyayı büyük bir matem içine düşürdü.”
Bir dergi haberi, Ağustos, 2013
Büyük Selçukluların hoşgörüye dayalı bir yönetim uygulamasının amaçları neler olabilir?
Hoşgörü ve merhabet insanlar arasında gönül bağı oluşturur. Bu da bağlılığı arttırır.