Paylaşılamayan Ortadoğu
Birinci Dünya Savaşı sürecinde, kendi ulusal devletlerini kurmak için Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanan Arap toplulukları Avrupalılardan destek almışlardı. Sovyet Rusya’nın Çarlık döneminde yapılan gizli antlaşmaları açıklaması ve Wilson İlkeleri’nin sömürgeciliğe karşı çıkması Avrupalı devletlerin (İngiltere ve Fransa) işini zorlaştırmıştı. İngiltere ve Fransa Orta Doğu’da manda yönetimleri kurarak sömürgeci siyasetlerini sürdürmeyi başarmıştı.
İngiltere ve Fransa’nın Sömürgelerini Kaybetmesinin Nedenleri
– SSCB ve Nazi Almanyası’nın tehditlerinin İngiltere ve Fransa’yı zora sokması
– 1930’lardaki ekonomik sorunların toplumsal huzursuzlukları artırıp muhalif güçlerin desteğini artırması
– Sömürge durumundaki Müslüman ülkelerde milliyetçiliğin güçlenmesi
DİKKAT: XIX. yüzyılın sonlarında yaklaşık 40 bin civarında olan Filistin Yahudi nüfusu 1939’da 450.000’i 1942’de de 480.000’i geçmişti.
Bu gelişmeler, bölgedeki bağımsızlık isteklerini artırdı. Birçok İslam ülkesi bağımsız olmaya başladı. Bazılarında monarşik düzenler, bazılarında ulusçu ve çağdaşlaşma amaçlı yönetimler kuruldu.
İslam ülkeleri, Soğuk Savaş Döneminde Doğu ve Batı bloklarının dışında kalmaya çalışmışlardı.
UYARI: Bağımsızlaşma sürecinde Batı karşıtlığının artması ve Sovyet desteği, Mısır, Suriye ve Irak’da Doğu Bloku’na yakınlığı artırmıştır.
Bölge, yeraltı kaynakları açısından zengin olsa da halk, bu zenginliklerden yeterince yararlanamadı. Mandater dönemden kalma etnik ve dini bölünmüşlük günümüze kadar önemli bir sorun olmuştur. Orta Doğu’daki bu parçalanmışlık, siyasi, ekonomik ve kültürel gelişimi de engellemiştir.
İsrail’in Kuruluşu konu anlatımı için tıklayınız.
Balfour Deklarasyonu konu anlatımı için tıklayınız.
Eisenhower Doktrini konu anlatımı için tıklayınız.