İçindekiler
Orta Asya Uygarlığı
Orta Asya’da oluşan kültürlerin geçmişi MÖ 5000’li yıllara kadar dayanmaktadır. Bu kültürlerin Orta Asya’da kurulan Türk devletlerini pek çok yönden etkilediği görülmektedir. Bu kültürler; Anav, Afanasyevo, Tagar, Karasuk, Andronovo ve Taştık kültürleridir. Şimdi bu kültürlerden Andronovo kültürünü inceleyelim.
ANDRONOVO KÜLTÜRÜ
İsmini Yukarı Yenisey’deki Andronovo sitesinden alan Andronovo Kültürü, MÖ 1700-1200 seneleri aralarında Minusinsk ve Altaylar’dan Ural dağlarıyla Hazar denizinin kuzeydoğusuna dair dağılmış olup Afanasyevo Kültürü’nün daha gelişmiş biçimidir.. Bu kültürde at, binek ve yük hayvanı olarak kullanıllıyordu. Yeşim taşından süs eşyaları yapılıyor, bakırın üzeri altınla kaplanıyordu. Sofra, cenk ve süs araçları, hayvan figürlü kaplar uyarı cazip güzellikteydi. Şunlar tunçtan ve altından yapılmıştı. Bu kültür, daha sonraları Batı Türkistan ile Altay dolaylarına dair yayılmıştır.
Andronovo Kültür alanı (Aşağıay-Sayan dağlarının güneybatı düzlükleri), Türk Step Kültürü’nün geliştiği bölgedir. Afanasyevo kültürü ile onun devamı meydana gelen Andronovo kültürünü oluşturan insanlar, Türkler’in ilk ataları olarak onay edilir (Proto Türkler). Proto Türkler, göçer ve savaşçı bir kavimdi. Oluşturdukları sanatın kendine has nitelikleri vardı. Bilhassa , Hayvan Üslûbu adı verilen, stilize edilmiş hayvan figürlerini farklı eşyalar üst kısmına uygulamışlardır. Çizilen bu hayvan motifleri, gelişmiş bir sanatın varlığını kanıtlaması durumundan mühimdir . Çıkan arkeolojik kalıntılardan anlaşıldığını üzere , Andronovo Kültürü vaktiyle Altaylar’da kuvvetli ve zengin bir topluluk hayatı vardı. Bronz ve altın eşyalar ilk defa bu kültürde görülmüştür. Andronovo vatandaşları , at ve koyunun yakınında deve ve sığır benzeri hayvanları beslemeyi de biliyorlardı.
MÖ 1700 tarihinden başlayarak Orta Asya’da göçer ve savaşçı bir kavime ilişkili olarak Kültür ağır ağır hâkim olmağa başlar ve Andronovo Irkı 2 asır arasında Altaylar ile Tanrı dağlarını kaplar. Andronovo İnsanı diye adlandırılan bu soy, Türk ırkının proto tipini teşkil eder. Brakisefal, beyaz ve savaşçı bir soy meydana gelen Andronovo Irkı’nın (Türk Irkı) -Rus arkeologlarının nihai saptamalarına yönelik – nitelikleri şu şekilde idi: Koyu rengarenk saç, buğday ten, brakisefal kafa, ortada boy, değirmi surat , mongoloid olmayan hafif çekiğimsi (badem) göz. Bu soy, Taş Devri’nin ilk çağlarından beri Altay-Sayan dağlarının güneybatı kısmında ( aşağı yukarıya Minusinsk – Tuva – Abakan bozkırları) yaşamakta idi.
Andronovo döneminde, Altaylar’da kuvvetli ve zengin bir topluluk hayatı vardı. Bakır ve bronz eserlerin üzeri tümüyle ya da kısmen altın plakalarla kaplanıyordu. Altaylılar, zanaat geleneklerinde epeyce tutucu idiler. Nitekim bu çağdaki çanak çömlek biçimlerinde halen Afanasyevo döneminin tesirleri sürmekteydi; kabir gelenekleri de aynıydı. Altaylar’da ırkların değişmemesi, bu muhafazakarlığa imkân tanımıştır.
Koyun, sığır ve at yetiştiriciliğinin (daha sonraki devirlerdeki Türkler’de meydana geldiği benzeri ) yaygın meydana geldiği Andronovo Kültürü’nde mezarlar kurgan biçimindeydi. Bu kültürün taştan inşa edilmiş kaşıkları, ok uçları, kemik iğneleri, tek parça kabzalı hançerleri ve baltaları, delikli ok uçları, inci ve küpe benzeri süs eşyaları başlıca yapıtlarıydı. Sibirya’da altın eserlere de ilk defa bu sürede rastlanmaktadır. Artık bu çağda at, sığır, koyun benzeri evcil hayvanların yakınında deve de yer almaktaydı. Bu dönemde at, binek ve yük hayvanı olması yakınında , eti yenilen bir hayvan olarak da önem taşıyordu. Andronovo Kültürü Altaylar’da MÖ 1200-700 aralarında görülmeğe başlar.
Asya’da ilk at kalıntıları afanasyevo kültürü ile onun bir gelişmesi ve devamı meydana gelen Andronovo Kültürü’nde görülmektedir. Afanasyevo-Andronovo Kültür etrafı arasında bulunan Kapanda-yüs kısmında , MÖ 3. binin sonlarına ilişkin mezarlardan, ağızlarında demir gem izleri taşıyan at iskeletleri bulunmuştur. Andronovo döneminde Türk zanaat tarihi bakımından en mühim meydana gelen öğe , madenciliğin büyük bir gelişim göstermesidir. Bu dönemde bakır, demir, altın ve kalay farklı eşyalarda, bilhassa zanaat eserlerinde kullanılmıştır. Bu vaziyet , bilhassa Kök Türk devrinde Altay’ın Demircileri olarak tanınacak Türkler için epeyce mühimdir .