KAZAKİSTAN
Çarlık Rusyası’nın yıkılmasıyla bağımsız olan Kazaklar 1920’de bu kez de SSCB egemenliğine girmek zorunda kalmışlardır. Sahibi olduğu yeraltı kaynakları bakımından SSCB sanayisinin hammadde kaynağı olarak nitelendirilmişlerdir.
SSCB’nin dağılmasıyla Nursultan Nazarbayev’in liderliğinde bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. (16 Aralık 1991)
Kazakistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk devlet Türkiye olmuştur.
Kazakistan sahip olduğu petrol, uranyum, demir, altın, kurşun rezervleri bakımından önemli bir ekonomik güce sahiptir. Dünyadaki kromun %26’sı, altının %2’si, uranyumun ise %17’si Kazakistan’dadır. Bu durum başta ABD olmak üzere birçok Batılı devletin bölgeye ilgisini artırmaktadır. Türkiye ABD’den sonra Kazakistan’da yatırım yapan ikinci ülke konumundadır.
Kazakistan, bağımsızlığını kazandıktan sonra SSCB döneminde kapatılan Kazak Okulları’nı yeniden açmıştır.
Bu durum Kazakistan’ın ulusal kimliklerini yeniden canlandırma ve koruma çalışmalannı örneklendirmektedir.
Türkiye ile Kazakistan arasında kültürel alanda iş birliğinin en önemli göstergelerinden biri de 1993’te Türkmenistan’da açılan Ahmet Yesevi Uluslararası Türk – Kazak Üniversitesi’dir.
Kazakistan, Bağımsız Devletler Topluluğu’nun (BDT) kurulmasında aktif rol oynamıştır. Ayrıca Kazakistan; Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET), Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİO) gibi bölgesel örgütlenmeler ile BM, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT) gibi örgütlerde de etkin rol oynamaktadır.
Kazakistan Avrupa Birliği benzeri Orta Asya Birliği fikrini de gündeme getiren ilk devlettir.
Kazakistan 1 Eylül 1991’de Semey nükleer deneme alanını kapatarak dünyada ilk kez gönüllü olarak nükleer silah deposundan vazgeçen devlet olmuştur.