Selçukluların medreseler açmak istemesinin nedenleri nelerdir?
Selçukluların medreseler açmak istemesinin nedenleri için tıklayınız.
15. Etkinlik: BÜYÜK SELÇUKLU DEVLET ADAMLARININ BİLİMSEVERLİĞİ
Selçuklu devlet adamları başta Tuğrul Bey, Alp Arslan, Melikşah, Nizamülmülk olmak üzere bilginlere, sanatakârlara, büyük saygı göstermişlerdir. Örneğin Alp Arslan, medreseleri ülkenin her tarafında yaygınlaştırmış, öğretimi ücretsiz hâle getirmiş ve öğrencilere maaş bağlamıştır. Yine ünlü vezir Nizamülmülk kendi adıyla Nizamiye Medreselerini kurmuş, ünlü bilim insanlarını buraya toplamış, çok geniş bir kütüphane kurdurmuş, öğrencilerin burslu olarak öğrenim görmesini sağlamıştır. Eğitim bir devlet görevi olarak anlaşılmış, bu alana oldukça geniş bir yatırım yapılmış, öğrencilere ve bilim insanlarına geniş destek sağlanmıştır. Bu, o günün koşulları için oldukça ileri düzeyde bir eğitim politikasıdır.
Bir devlette bir eğitim kurumunun ya da bir eğitim faaliyetinin başarıya ulaşması hatta başlayabilmesi için en önemli koşul, o devlette yönetimi elinde bulunduran kişilerin bunu benimsemesidir. Eğer yöneticiler bunu benimsemiş ve kabul etmişlerse kurumlar daha kolay ve daha çabuk ilerleyebilir. Selçuklularda da devlet adamları, yöneticiler bunun gerekliliğini anlayıp destek verdikleri için eğitim
kısa sürede gelişmiş, günümüzdeki bazı bilimlerin temeli atılmıştır.
Devlet adamları eğitim kurumu açarak ya da açtırarak, bunları vakfederek eğitim-öğretim hayatına destek olmuş, bilim adamlarını koruyarak onların medreselerde ders vermelerini sağlamış, bu durum devletin ekonomik, kültürel ve sosyal hayat seviyesinin oldukça iyi bir duruma gelmesini sağlamıştır. Bu eğitimin doğal bir sonucudur.
Özellikle 1067 yılında, zamanına göre çok önemli bir kurum olan Nizamiye Medreselerinin vezir Nizamülmülk tarafından açılması devlet adamlarının bu konuya ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Çünkü o zamana kadar bu nitelikte bir kurum dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildir. Nizamiye Medreseleri birçok bilimin, yetişmiş kişilerce bir arada bulunan çok sayıda öğrenciye öğretildiği bir kurumdur.
Bunun yanısıra devlet adamlarının eşleri ya da kardeşleri de eğitim-öğretim kurumları yaptırmış ve vakfetmişlerdir. Böylece bu kurumlar aracılığıyla bilim ülkenin her yanına dağılmış ve ülkenin birçok yerinden çok sayıda öğrenci de okumak için buralara gelmiştir.
Özellikle Alp Arslan zamanının Türk eğitim-öğretim tarihinde bir dönüm noktası olduğunu bütün tarihçiler kabul etmektedir. Çünkü onun zamanında çok sayıda eğitim ve öğretim kurumu açılmıştır. Bu kurumlar uzun yıllar yüksek öğretim vererek toplumun gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
Bütün bunlara ek olarak Selçuklu sultan ve devlet adamlarının, yöneticilik yanında kültürlü, eğitimli ve edebi kişiliğe sahip olduklarını, Türk eğitimine önemli katkılarda bulunduklarını söyleyebiliriz.
Selçuklular döneminde yöneticilerin eğitime önem vermesinin sonuçları neler olmuştur?
Devlet ekonomik, kültürel ve sosyal hayat açısından gelişmiştir.