Osmanlı Devleti ile birlikte en parlak dönemini yaşayan vakıf teşkilatının göz bebeği Külliye Nedir? Amacı ve Özellikleri Nelerdir? bu yazımızın konusu yazımızın içeriğine külliye ile ilgili soruları cevaplamaya çalıştık.
İçindekiler
Külliye Nedir?
Türk-İslam devletlerinde cami merkezli medrese, imaret, darüşşifa, hamam, kütüphane, türbe, ve sebilin bir arada bulunduğu sosyal-dini komplekse verilen addır.
OKUMA TAVSİYESİ: İmaret Nedir? İmarethanelerin Özellikleri Amaçları Nelerdir?
Külliye Kelimesinin Anlamı Nedir?
Arapça kökenli olan külliye kelimesi “bütünü” “tamamı” anlamına gelmektedir.
Külliyenin Amacı Nedir?
- Bütün hayır kurumlarını bir arada toplamak.
- Halka hizmet.
- Halkın hayır kurumlarına erişimini kolaylaştırmak.
- Şehirleri şenlendirmek. Dini, ilmi, sosyal ve ekonomik hayatın gelişmesini sağlamak.
- Hayır kurumlarının yönetimini kolaylaştırmak.
- Hayır kurumlarının güvenliğini ve düzenini sağlamak.
Külliyenin Özellikleri
- Cami merkezlidir. Nadirende olsa merkezinde medrese veya çarşı bulunabilir.
- 2 veya daha fazla hayır kurumunda oluşur.
- Bulundukları şehirde dini, ilmi ve sosyal hayatın merkezidir.
- Külliyede bulunan yapıların giderleri vakfedilen çarşı veya arazilerden karşılanır.
Büyük Külliyeler Devri
Osmanlı Devleti’nde “Büyük Külliyeler Devri” II. Bayezid ile başlar. Onun döneminde Amasya, Edirne ve İstanbul’da külliyeler yaptırılmıştır.
Fatih, II. Bayezid ve Süleymaniye Külliyeleri ile İstanbul yeni bir kimliğe bürünmüştür.
Türk Tarihinde Külliyeler
Orta Asya’da, tarihi bilinen külliyeler arasında en ünlüsü, Karahanlılar döneminde (1167’den önce) Türkistan’da, Hoca Ahmet Yesevi adına inşa edilen külliyedir. Timurlu İmparatorluğu döneminde, aynı külliye, Timur tarafından, çeşitli birimleri tek bina içinde toplanacak biçimde ve devasa boyutlarda yeniden inşa edilmiştir (Ramazanoğlu, 1998:35). Timurlu hükümdarı Uluğ Bey, Semerkant’taki medresesinin çevresinde inşa ettirdiği hankah ve hamam (Barthold, 1997:107-108) ile külliye oluşturmuştur.
Türklerin batıya göçleri ve farklı topraklara yerleşmeleri, külliyelerin yeni coğrafyalara yayılmasını sağlamıştır. Türk asıllıİbn Tulun’un 872-74 yıllarında Kahire’de kendi adını taşıyan ünlü İbn Tulun Camii’nin yanında bir hastane tesis ederek (Terzioğlu, 1989:164) oluşturduğu yapılar topluluğu; Memluklar zamanında yapılan Sultan Kalavun’un Maristan Külliyesi11, Sultan Hasan Külliyesi12 örneklerinde görüldüğü gibi, külliye inşası Türk devletlerinde yaygındır.
Anadolu’daki en erken tarihli külliye örnekleri Artuklular döneminde görülür (Çobanoğlu, 2003:542). Cami ile medreseyi yan yana yapan Anadolu Selçukluları Devleti’nin (Kuban, 1993:145-146) bilinen ilk külliyesi ise cami, medrese, türbe ve hamamdan oluşan Kayseri’deki Hunat Hatun (1238) Külliyesidir (Aslanapa, 1990:52-54). Külliye inşası, Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra, Anadolu Beylikleri döneminde devam etmiştir.
Kaynak: http://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/50487